Bahçeli’den teğmenlerin yeminine tepki: Açıklığa kavuşturulsun

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den Kara Harp Okulu mezuniyetinin akabinde teğmenlerin yemin etmesi ve ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atmasına tepki gösterdi. Bahçeli yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Kanuni yemin dışındaki yeminin üzeri Aziz Atatürk’le örtülmemeli ve gizlenmemelidir. 30 Ağustos’u gölgeleyen, ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren, istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması zorunludur” dedi.

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından başlıklar şöyle:

ESEF VERİCİ, TEHLİKELİ: Dış kontaklı bir operasyon mekaniği aleni şekilde devrededir. Bu kapsamda tezahür eden sancılı gelişmelerin seyir ve serencamı esef verici olduğu kadar tehlikeli boyutlardadır. Bilhassa ve değerle ifade etmek lazımdır ki; sosyal medyadan körüklenen palavra haberler, kamplaşma ve kutuplaşmayı yaygınlaştıran yıkıcı hevesler, fitne cephesini tahkim eden melanet amaçlar, devlet ile millet arasına nifak saçmak için imkan kollayan provokatif ataklar zincirleme tepki halindedir.

DAYATMALAR İÇİN EFOR SARF EDİLİYOR: Demokratik tartışma adabından yoksun, sağduyu ve serinkanlı tahlilden mazur arka niyetli bir güruh milli ve manevi hassasiyetlerimizi kundaklamak için geceli gündüzlü faaliyet içindedir. Demokrasi dışı buhran ve çalkantılara özlem duyan devlet ve millet muhaliflerinin Türkiye’yi müteselsilen her türlü iç ve dış kaynaklı mütehakkim dayatmalara müsait hale getirmek konusunda ağır efor sarf ettiği ulu orta meydandadır. Gerçekçi ve geniş açılı bir kavrayışla söylemek gerekirse, Türkiye’mize ölümü gösterip sıtmaya razı olması yönünde zalim bir baskı söylediği söz edilen olup bunun yanında, şiddet dozajı giderek yaygınlaşan bir provokasyon ve propaganda kuşatması tüm çirkefliğiyle karşımızdadır. Hakikaten takip ve temin edilmek istenen alçak gayenin ilk aşamasında; yönetilemeyen, krizden krize sürüklenen, herkesin birbirine hasımlık beslediği bir ülke tablosunun kuvveden fille çıkmasıdır.

ANTİ DEMOKRATİK ARAYIŞLARA TAHKİMAT SAĞLANIYOR: İkinci aşamasında, milli direncin kırılarak terörle mücadelenin sekteye uğraması, ekonomik ve diplomatik temelde boyun eğilmesi, etnik ve mezhep ayrışmasının tetiklenmesidir. Üçüncü aşamasında ise, kelamda erken seçim zorlamasıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonunun işlerliğini ve fonksiyonelliğini sabote etmek, hatta anti demokratik arayışlara tahkimat sağlamaktır. Türk ve İslam düşmanlarını siyaset alanına sızdırıp akabinde kurnazca sırtını sıvazlayan ziyanlı ve zehirli dahili ve harici odaklar, sistemli şekilde her yolu deneyerek demokrasinin, milli hakimiyet ve hukuk üstünlüğünün ağır yol kazasına uğramasına son süratle hizmet etmektedir. Tarih ve millet huzurunda söyleyeceğim şudur: Asla başarılı olamayacaklar, asla sonuç alamayacaklardır. Mazide sayısız tekraren deneyim edildiği benzeri Türk milleti, irade onuruna ve varoluş namusuna yeniden kahramanca sahip çıkacaktır.

TSK’YI TARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKME UĞRAŞI VAHİM BİR YANILGI: Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni gayeli biçimde hastalıklı ve hasmane tartışmaların içine çekme uğraşı vahim bir yanılgıdır ve bundan çıkar umanlar sukutu hayale uğrayacaklardır.
Terörle mücadelede destanlar yazan, iç ve dış savunmamızı fedakarca yapan, şehit ve gazileriyle M.Ö. 209’dan bu yana geçen 2233 yıldır düşmanları titretip milletimizi gururlandıran Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ebediyen övünç madalyamızdır.

HER SUBAY İNCE ELEKTEN GEÇİRİLİR: Türk ordusu kanun ordusudur ve Türk milletinin bağrından çıkmıştır. Darbe devirleri geride kalmış, o karanlık evrelere süngü çekilmiştir. Bu şaşmaz ve kuşku götürmez hakikati herkes kabul etmek mecburiyetindedir. 30 Ağustos 2024 Cuma günü Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Dönem Teslim Töreni’nde, 72’si 14 farklı ülkeden gelen konuk öğrenciler olmak üzere 989 Harbiyeli mezun olmuştur. 190 yıllık bir geleneği kucaklayıp bugünlere ulaşan Harbiye Mektebi’nden yetişen her millet evladı göz ışığımız, istikbal ve istiklalimizin garantisidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılan her subayımızın ince elekten geçirilip kıta vazifelerine başladıkları bilinen bir konudur. Üstelik mezun olan her subayımızın Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta heyetinin önünde, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu’nun 37’inci unsurunda ifade ve ihata edilen yemini yüksek sesle icra ettikleri herkesin malumudur.

YEMİNİN GAYESİ NEDİR? Ne var ki, bu yılki mezuniyet merasiminin resmi safhası tamamlandıktan, Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte askeri ve sivil erkanın ayrılışından çabucak sonra sayıları 300’ü geçen teğmenin kılıçlarını çekip bir diğer yemini seslendirdikleri, nihayetinde bunun etrafında günlerdir mahsurlu ve bayağı polemiklerin üretildiği de açık bir gerçektir. İlk başta sorulması gereken soru şudur: Siyaset ve toplum gündemine oturan, medyada her gün otopsi raporu yazılan vaki yeminin gayesi nedir? Buna kim yahut kimler karar vermiştir? Kanunla belirlenmiş yemini müteakiben mezun subayların bir kısmının dile getirdikleri yemine ihtiyaç duyulmasının mana ve gayesi nasıl yorumlanmalıdır?

KİMSE ATATÜRK’ÜN ANILARINI İSTİSMAR ETMEYE KALKIŞMAMALI: Yeminler arasındaki bir bölünmenin gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ya da vatan savunmasında ayrılık ve terslik doğurmayacağının teminatı bugünden nasıl verilecektir?
Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz anılarını ve kutlu yapıtlarını istismar etmeye, bu çerçevede kutuplaşma dalgası oluşturmaya kalkışmamalıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk milletinin ortak pahasıdır, ilk Cumhurbaşkanımızdır, Milli Mücadele’nin yol başçısıdır.

YEMİNİN ÜZERİ ATATÜRK’LE ÖRTÜLMEMELİ: Yasal yemin dışındaki yeminin üzeri Aziz Atatürk’le örtülmemeli ve gizlenmemelidir. Türk milletinin her evladı vatanı ve bağımsızlığı için canını seve seve vermeye hamd olsun hazır ve kararlıdır. Hukuk ve demokrasinin hakim ve havi olduğu ülkelerde neyin nasıl olacağının prensip ve kuralları aşikardır, üstelik kayıt altındadır. Bunun dışında maceracı yaklaşımların, his tonu ağır basan adımların millet nezdinde rahatsızlıklar yaratacağı, spekülasyonlara yol açacağı, kuşkuları kamçılayacağı her türlü izahtan varestedir.

İKİNCİ YEMİN HADİSESİNİN NETLİĞE KAVUŞMASI ZARURÎ: CHP’nin ve diğer yedeklerinin yemin sıkıntısını istismara yeltenmesi, sokak röportajlarında millete hakaret eden edep yoksunlarını baş tacı etmesi elbette ahlaki ve demokratik bir ayıptır.
30 Ağustos’u gölgeleyen, ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren, istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması mecburidir.