İYİ Parti’nin kesin ihraç talebiyle Disiplin Şurası’na sevk ettiği Ümit Dikbayır, yayınladığı görüntüde iddiaları yanıtladı. Dikbayır, “Bu nahoşlukları artık adaletin gündemine taşıyorum” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ailesinin banka hesaplarını incelettiği iddiasıyla partiden ihraç edilmek istenen Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, istifa kararından vazgeçmesinin akabinde manzaralı açıklama yaptı. “Baktım istifa edersem üstüme kalacak, sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğim” diyen Dikbayır, perşembe günü yapacağını duyurduğu açıklamayı da bugüne çekti ve “Gördüm ki suskunluk genel liderimizin etrafına yuvalanmış olan ve o güneşi gölgelemeye kalkan hesapçı ve kurnaz kişi ve odaklara güç katmaktan öbür bir şeye yaramayacak. O denli sınır tanımaz bir iftira kampanyasıyla karşı karşıyayız ki her gün savlar değişiyor, her gün yeni palavralar üretiliyor. Her gün yeni kalpler kırılıyor” sözlerini kullandı.
”İLK GÜNLERDE SUSKUNLUĞUMU KORUDUM’
Dikbayır yayınladığı görüntüde şunları söyledi: “Milletimiz siyaseten meselelerine tahlil beklerken, maalesef gündem birtakım iddia ve dedikodularla meşgul edilmektedir. İYİ Parti özelinde yaratılan bu yapay gündemde şahsımla ilgili kimi iftira ve tezler da yer almaktadır.
Öncelikle belirtmek isterim ki İYİ Parti Türk demokrasi tarihinin en ceberrut döneminde hayati misyonlar ve riskler alınarak kurulmuş bir siyasi harekettir.
İlk günlerde şahsımın onuru ve onuru söylediği söz edilen olsa da dava arkadaşlarımın bir toz zerresi kadar emeğinin heba olmaması ismine suskunluğumu korudum. İnandım ve bekledim ki genel liderimiz bu iftira çarkını kıracak ve gereğini yapacak.
İnanıyordum ki sayın genel başkan Meral Akşener, partiye verilen hiçbir emeği iftira, hırsızlık ve para ilgileriyle aynı cümle içerisinde kullanmayacak. Ama olmadı… Bu yakışıksız ve eğri işlerin önüne geçmek yerine o kazanın altına odun atıldı.
Suskunluğumu korumakla birlikte partimizin elini rahatlamak soluk aldırmak için hakkımdaki savların araştırılmasını talep ettim.
Ancak üzülerek deneyim ettim ki, kutsal emanet gördüğüm emekleri korumaktaki hassasiyetim partimizin heyetlerinde karşılık bulmadı. Gelinen noktada Türkiye’ye ve Türk milletine güneşi vadeden İYİ Parti’nin üzerine gölge düşürülmesi karşısında susmam mümkün değildir.
Gördüm ki suskunluk genel liderimizin etrafına yuvalanmış olan ve o güneşi gölgelemeye kalkan hesapçı ve kurnaz kişi ve odaklara güç katmaktan öbür bir şeye yaramayacak. O denli sınır tanımaz bir iftira kampanyasıyla karşı karşıyayız ki her gün savlar değişiyor, her gün yeni palavralar üretiliyor. Her gün yeni kalpler kırılıyor.
‘HAYSİYET GAYRETİ VERİYORUM’
Nitekim benim sayın genel başkan ve yakınlarının banka hesaplarını incelettiğim palavralarıyla başlayan dedikodular, disiplin konseyine sevkimde münasebet gösterilen taciz iftirasının atıldığı ahlaksız bir girdaba karşı sürüklenmiştir.
Bu kadar basitleşebilen, bu kadar alçalabilen bu güruhun iyi ve gözü pek insanları daha fazla kirletmesine sessiz kalamam. Ben bir haysiyet çabası veriyorum bu mücadele sırf kendi adıma verdiğim bir mücadele değildir. Bu mücadele başta canımdan aziz bildiğim ailem olmak üzere, tüm emektarlarımız, gönül veren seçmenlerimiz adınadır. İYİ Parti’nin dedikodularla hiçbir ferdinin hak etmediği iftiralarla anılmasına mahzur olmak içindir. Bu hareket, tüm emektarlarımıza işverenlik taslayan kendine özel üç beş kendini bilmezin palavralarıyla genel liderin fikrini ve vicdanını zehirlemeye kalkacağı sahipsiz bir hareket değildir. Bu hareket, kent ve ilçe liderlerimizden, mahallelerde emek veren cesurlarımıza kadar hepimize ağalık taslayan üç beş kendini bilmezin dedikodu çarkında itibarsızlaştırılacak bir hareket de değildir. Bu hareket partimizi şahsi malı zanneden, tüm ögelerini yönetim edebileceğini zanneden kendini bilmez bir güruhun elinde oyuncak olabilecek bir hareket de değildir.
‘İYİ VE GÖZÜ PEK İNSANLARA NAMUS BORCUM…’
Bu hareket kibirli bir güruhun iyi ve bahadır insanları bozuk para benzeri harcayabileceği bir hareket de değildir. Bu gerçekler ve yüklediği vazifeler gereği gereken adımları attım, atıyorum. Bu nahoşlukları artık adaletin ve hukukun gündemine taşıyorum. Tüm argümanların araştırılmasını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Bu şahsıma genel başkan yardımcılığı ve milletvekilliği benzeri onurlu misyonları yapma misyonları veren iyi ve cesaretli insanlara karşı namus borcumdur. Bu noktadan sonra bütün vebal de suskunluğun ebedi zarafetini görmezden gelenlerin boynundadır.”
Ne olmuştu?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın kendi banka hesaplarını incelettiğini ve belediyelerle ticari bağlara girdiğini; Genel Sekreter Uğur Poyraz’ın ise kendi aleyhince ve özel kalemi hakkında konuştuğunu iddia etmişti. Öte yandan Poyraz’ın AK Parti’ye geçen Nebi Hatipoğlu’nun milletvekili olmasını sağladığı da ileri sürülmüştü.
Dikbayır, hem partiye hem de savcılığa başvurarak, soruşturma açılmasını isteyeceğini ifade ederek, şöyle demişti:
“Bankaya başvurulsun. Hangi şubeden, hangi memur araştırdı, açığa çıksın. Bu türlü bir şerefsizlik olur mu? Suç bu. Genel başkan dedikodular ve kumpaslar içinde kaldı. Belediyelerle iş yaptığım palavra. Çıkarsınlar en ufak bir şey varsa. Milletvekilliğinden istifa ederim. Ben partinin kurucularındanım. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum.”
Poyraz ise “Beni kastettiğini düşünmüyorum. Üzerine alınacak bir durum yok” dedi. Poyraz, Hatipoğlu’nun iki buçuk yıldır İYİ Parti’de siyaset yaptığını ve temayülden çıkarak, milletvekili seçildiğini söylemişti.
Saymaz, İYİ Parti’deki çatlağa ilişkin “Akşener’in kapıyı gösterdiği Dikbayır ve Poyraz’ın İYİ Parti’den ayrılması gündeme gelebilir. Akşener’in Basın Danışmanı Murat İde’nin geçen hafta ansızın işine son verilmesinin de argümanlarla irtibatlı olduğu ileri sürülüyor. Akşener’in İde ile görüşmeden işine son verildiği belirtiliyor” yorumunda bulunmuştu.
ÜMİT DİKBAYIR İDDİALARI REDDETMİŞTİ
Dikbayır, tezler sonrası partisine müracaatta bulunarak tezlerin araştırılmasını istemişti. Dikbayır dilekçesinde, “Önceleri dedikodudur nasılsa küçük bir araştırmayla ortaya çıkar diyerek önemsemediğim içerikler artık dedikodu boyutunu geçerek açıkça hakaret ve iftira halini almıştır. Bu iftira ve dedikodular şahsımı itham ettiği benzeri partimizin kurumsal kimliğine de zarar verecek noktaya gelmiştir” demişti.
Dikbayır, şöyle devam etmişti: “Her bir iftiranın da içeriği suç olduğu benzeri TBMM İYİ Parti Disiplin Kurulu ve İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu tarafından titizlikle araştırılması, araştırma sonucunda hakaret ve iftira boyutuna varmış ve şahsım ile uzaktan yakından ilgili olmayan bu prestij cellatlığının sorumlularının tespiti ve haklarında gereğinin yapılmasını arz ederim.”
Dikbayır, kesin ihraç istemiyle disiplin şurasına sevk edilmişti. Sözcü yazarı İsmail Saymaz, İYİ Partili Dikbayır’ın partideki bir bayanı tacize maruz bırakması gerekçesiyle kesin ihraç talebiyle disiplin kurulan sevk edildiğini iddia etmişti. Dikbayır ise argümanlara “Bugüne kadar işitmedim” diye karşılık vermişti.
AKŞENER NE DEMİŞTİ?
Akşener, 8 Kasım’daki grup toplantısında şu sözleri kullanmıştı:
“En fazla naz edilen, söylediği söz kesilen, akıl verilen, en fazla parmak sallanan genel başkan benim. Allah nasip ederse o parmakları tek tek kıracağım. Toprak bizde, iklim bizde, su bizde ama parayı diğerleri kazanıyor. Bu eğri tertibi kesinlikle değiştireceğiz. İsterse en yakınım olsun. Vallahi billahi değiştireceğim. En yakınım olsun, en güvendiğim olsun. Kazık atan herkesi buradan silmezsem adımı değiştireceğim. Uygunlar Hareketi her türlü pisliğin, güç kullanımının, garibanı ezen anlayışın ve abidik gubidik yapıp cep doldurmaya kalkışanların karşısında, sırtında yara olmayan, tertemiz, gözümün içine baksan ardının görüldüğü insanlardan oluşan bir partidir. Bunun dışında davrananların içimizde yeri yoktur. Garibanın hakkına giren, bir taraftan insanların emeği karşılığı aç gezdiği Türkiye’de saray rejiminin getirdiği yolsuzlukların, israfların, cebellezilerin en miniği dahi olsa gereğini yapmayan namerttir. Hele gariban kız çocuklarını, hele gariban delikanlıları, onları üzenleri ve istismar edenleri silmezsem adiyim.”