Numan Kurtulmuş, Anayasa’nın ilk dört unsuruyla ilgili tartışmaları eleştirdi: Bunu gündeme getirmek gereksiz bir zaman kaybı. Güya bu türlü bir tartışma varmış benzeri ilgili ilgisiz herkes topa giriyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya’daki temaslarından sonra Türkiye dönerken, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı ve gündemdeki bahislere ilişkin açıklamalar yaptı.
ANKA Haber Ajansı’nın aktardığına göre, Türkiye ve Suriye hükümetleri arasındaki olağanlaşma açıklamalarına değinen Numan Kurtulmuş, “Asıl olan Suriye’de istikrar ve toprak bütünlüğünü sağlayacak adımların atılmasıdır. Bunun için Suriye’nin açık bir şekilde Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türkiye ile Suriye arasındaki meselelerin hızla çözülmesi ve olağanlaşmanın ötesinde çok yakın diyalogların ortaya konulması lazım” sözlerini kullandı.
“Türkiye, Suriye’deki iç savaşın çıktığı ilk andan itibaren, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan bir ülkedir” diyen Kurtulmuş, “Çünkü Suriye’nin dağılması, parçalanması Orta Doğu’nun istikrarsızlığını arttıracak bir faktördür. Suriye’nin açık bir şekilde Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türkiye ile Suriye arasındaki sıkıntıların hızla çözülmesi ve olağanlaşmanın ötesinde çok yakın diyalogların ortaya konulması lazım” tabirini kullandı..
YENİ ANAYASA: HİÇBİR PARTİ KAPIYI KAPATMADI
Yeni anayasa tartışmaları hakkında konuşan Numan Kurtulmuş, “Aslında başından itibaren olağanüstü açık, şeffaf bir süreci yürütmeye uğraş ettik. Bütün partilerle görüştük. Son görüşmelerimizde hiçbir parti kategorik olarak kapıyı kapatmadı, ‘biz müzakereye kapalıyız’ demedi. Tabii anayasa imal sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için siyasetteki diyalog tabanının de sağlıklı işlemesi lazım. Anayasa süreci iç siyasetteki tartışmalara heba edilmesin. İç siyaset, partilerin tavırları farklı olabilir ama sonuçta anayasa ortak bir sorun, ulusal bir sorunumuz” dedi.
‘KİMSE BU SÜRECİ ZEHİRLEMESİN’
Kendisinin hazır bir anayasa taslağını partilere dayattığı tezini reddeden Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bazı siyasetçilerimiz maalesef yanlış cümleler kuruyorlar, yanlış şeyler söylüyorlar; ‘Meclis Başkanı’nın elinde hazır bir anayasa var, dolaşıyor, partileri ikna etmeye çalışıyor’ diye. Külliyen yanlış. Şayet kasıt varsa külliyen palavradır. Bir madde dahi hazır bir şey yok. Tersine diyoruz ki, bütün partiler, kendi politik kimlikleri çerçevesinde görüşlerini dile getirsin. TBMM anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir. ‘Bu meclis anayasa yapamaz’ diyenler demokrasiyi özümsememiş olanlardır. Şayet meclisteki partiler ortak bir metinde buluşabilirse anayasayı yaparlar. Israrla söylediğimiz şey, kimse bu süreci zehirlemesin.”
‘İLK DÖRT MADDE TARTIŞMASI GEREKSİZ BİR ZAMAN KAYBI’
Anayasa’nın ilk dört unsuruyla ilgili tartışmaları “lüzumsuz yere vakit kaybetmek” olarak değerlendiren Kurtulmuş, “Mecliste temsil edilen partilerin çoğunluğu hatta tamamına yakını ilk dört hususla ilgili en ufak bir sorunları olmadığını ısrarla söylüyor. Bundan Ötürü ilk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir. Nihayetinde anayasa yapmak bir aritmetik sorunu. Meclisin kahir ekseriyeti ilk dört maddeyi tartışmayı uygun görmüyorsa bunu ısrarla gündeme getirmek gereksiz bir zaman kaybıdır. Güya bu türlü bir tartışma varmış benzeri ilgili ilgisiz herkes topa giriyor ve bunun üzerinden vatan bekçiliğine soyunuyor. 1920’den beri bu vatanın bekçisi, egemenliğin kayıtsız, kuralsız sahibi olan Türk Milleti ve onun yetkilendirdiği TBMM’dir” tabirlerini kullandı.
‘BATI DÜNYASINDA İSRAİL’E KARŞI BİR SİVİL DİRENİŞ ORTAYA ÇIKTI’
“İsrail’in Orta Doğu’da neden durdurulamadığına” ilişkin soru üzerine Numan Kurtulmuş, “Batı dünyasında, benim insanlık cephesi ismini verdiğim ve başlangıçta kimsenin hesap edemediği muazzam bir sivil direniş ortaya çıktı. Amerika’da, Fransa’da, Almanya’da, İspanya’da, İrlanda’da, dünyanın birçok başşehrinde ve hatta İsrail’in içinde de makul, vicdan sahibi, akıl sahibi insanlar sokaklara indi. Bu protestoların varlığı, ikiyüzlü davranan siyasetçileri, hükümetleri her şart ve koşulda İsrail’i desteklemekten vazgeçirecektir. Çok büyük bir insanlık cephesi oluştu, hükümetlerin de halkların bu baskıları karşısında artık eskisi kadar rahat olamadığını katıldığım uluslararası toplantılarda görüyorum” dedi.
İsrail’in bölge ülkelerinin dağılmasından güç aldığını söyleyen Kurtulmuş, İsrail’in en büyük gücü ne Amerika’dır ne askeri teknolojisidir ne uluslararası medyadaki hakimiyetidir ne uluslararası finans etraflarındaki ne de uluslararası akademideki hakimiyetidir. Bunlar İsrail’e bir güç veriyor ama İsrail’in en büyük gücü, bölge ülkelerinin, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir. Dünya halkları yansılarını gösterirken, Türkiye olarak bizlerin de bölge ülkelerini, Orta Doğu ülkelerini ortalarındaki siyasi farklılıkları bir tarafa bırakıp birlikte hareket edebilecekleri bir noktaya getirmemiz şart” diye konuştu.
‘YENİ ANAYASA GÖRÜŞMELERİ İÇİN BİR YILLIK TAKVİM OLUŞTURDUK’
Numan Kurtulmuş, yeni anayasa görüşmelerine ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:
“Ekim ayından başlayan bir yıllık bir takvim oluşturduk. Hukuk topluluğuyla, üniversite topluluğuyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla, kooperatiflerle, KOBİ ve esnaf örgütleriyle, sanayicilerle, öğrencilerle, emeklilerle, toplumdaki tüm kümelerle, görüşlerle, örgütlerle, elhasıl tüm halkımızla belli aralıklarla bir araya geleceğiz. Yeni anayasa süreciyle ilgili görüşmeler olacaktır. Birkaç tur daha olacak. Partiler kendi tekliflerini yapacaklar. Çok Önemli bir nokta, yeni anayasaya ilişkin tartışmaların, toplumda yeni bir kamplaşma, kutuplaşmaya vesilesi olarak kullanılmamasıdır. Partilerin anayasası olmaz; halkın, milletin anayasası olur. Nihayetinde anayasalar bir toplumsal mukaveledir. İlk temaslarımızda anayasa üretim süreciyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’nin müspet yaklaştığını, en azından kapıyı kapatmadığını söyleyebilirim.”
(ANKA HABER AJANSI)